Meme kanserine karşı bu önerilere dikkat!
(EKİM – MEME KANSERİ FARKINDALIK AYI)
Hem korunmada hem de tedavide büyük faydalar sağlıyor!
MEME KANSERİNE KARŞI BU TEKLİFLERE DİKKAT!
Erkeklerde de görülse de kadınlarda 100 kat daha sık görülen meme kanseri, son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Meme kanserinde genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra yaşam tarzının da önemli rol oynadığını belirten Dr. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu, “Bilimsel çalışmalara göre; Değiştirebileceğimiz yaşam alışkanlıklarımızı sağlıklı hale getirmek meme kanserinden korunmada son derece önemlidir. “Beslenmeden egzersize kadar bazı kurallara dikkat ederek meme kanserinden korunmak ve kontrolümüz dışındaki faktörlerden kaynaklandığında meme kanserinin tekrarlama riskini azaltmak mümkün” diyor. Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu Ekim – Meme Kanseri Farkındalık AyıAçıklamasında meme kanserine karşı önemli uyarı ve önerilerde bulundu.
Kadınlarda süt kanallarını da içeren meme dokusu ergenlikten itibaren genişler ve yaşam boyu adet döngüsü ile birlikte değişken bir yapıya sahiptir. Bu dokudan gelişen kansere ‘meme kanseri’ denir. Erkeklerde de meme dokusu olmasına rağmen az gelişmiş kaldığından risk kadınlara göre 100 kat daha azdır ancak kapıyı çalabilmektedir. Meme kanserinin son yıllarda genç yaşlarda da görülmeye başladığını ifade eden Doç. Kendi meme dokusunu tanımak için adet görüyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu Şöyle diyor: “Kişinin kendi vücudundaki değişiklikleri fark etmesi daha kolaydır. Bunun için meme dokumuzun farkında olmalıyız. Genel önerimiz erken tanı için 40 yaşından itibaren tarama mamografisi ve ultrasonografi çektirilmesidir. Ancak ailede meme kanseri tanısı almış bireyler varsa veya çocukluğunda göğüs bölgesine radyoterapi almışlarsa daha erken yaşlarda görüntüleme tetkikleri ve muayene yapılmasını öneriyoruz. “Miras aldığımız genleri değiştiremeyiz, ancak hayatlarımızı yaşama şeklimizi değiştirebiliriz.”
Sağlıklı beslenmeyle fazla kilolarınızdan kurtulun!
Bilimsel çalışmaların, özellikle menopoz öncesi kadınlarda aşırı kilo ile meme kanseri riskinin artması arasındaki bağlantıyı kanıtladığını belirten Prof. tedaviden sonra meme kanserinin tekrarlama olasılığını artırır. Egzersiz hem kilo kontrolüne hem de toksinlerin atılmasına katkı sağladığı için kanseri başlatan etkileri en aza indirmiş oluyoruz. “Özellikle menopoz sonrası fazla kilolu olan kişilerde, zayıf olanlara göre daha erken yaşta meme kanseri tanısı konulduğu biliniyor” diyor. Bu nedenle sağlıklı ve sürdürülebilir bir beslenme ile fazla kilolardan kurtulmak ve ideal kiloya inmek gerekir.
Antrenman yaptığınızdan emin olun!
Vücudumuzdaki fazla yağ dokusunun her zaman iltihaplanmayı tetiklediğini ve kanserojen unsurların birikmesine uygun bir zemin hazırladığını vurgulayan Prof. sağlıklı ve dinç bir yaşamın kapısını açan anahtarlardan biridir. Eğitimle kanseri başlatan etkileri en aza indiriyoruz. Yaşlandıkça menopoz nedeniyle metabolizmamız yavaşlar ve bu da bizi kilo almaya yatkın hale getirir. Bu dönemde yapılan yüzme, yürüyüş, pilates gibi etkili antrenmanlar hem kilo kontrolüne hem de menopozun getirdiği ateş basması gibi olumsuz etkilerin azalmasına yardımcı olur. Egzersiz yaparken salgılanan mutluluk hormonu gerginliğimizi azaltarak daha sağlıklı olmamızı sağlar. “Mümkünse açık havada yapılan oksijenli egzersizler bize daha faydalı oluyor.”
“İlaç gibi reçete ediyoruz”
Meme kanseri tedavisinde ameliyat ve radyoterapi sonrası görülen lenfatik dolaşım bozukluğunun (lenfödem) da önemli bir sağlık sorunu olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Fulya Ağaoğlu, “Hastalarımıza lenfödemi önlemek ve gelişimini yavaşlatmak için egzersiz yapmaları gerektiğini söylüyoruz. Başta pilates ve yüzme olmak üzere dolaşım sistemine olumlu etkileri olduğunu bildiğimiz sporları hastalarımıza ilaç gibi öneriyoruz. “Çalışmamızda pilates yapan hastalarımızın lenfödem açısından avantajlı olduğunu gördük” diyor.
Hasarlı genleri onarıyor!
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof., kişinin hasar gören genlerinin onarılmasında sağlıklı yaşam tarzının önemli bir değere sahip olduğunu söylüyor. Dr. Fulya Ağaoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Hayatımızın sağlıklı bir şekilde akması için birçok faktörün rol oynadığını bilmeliyiz. Kanseri tetikleyen faktörlerden uzak durmak ve yılda bir kez düzenli kontrollerimizi ihmal etmemek bizi bu yolda daha güçlü kılacaktır. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak gerekir. Yapılan bilimsel çalışmalar; Sigara ve alkolün meme kanserine zemin hazırladığını açıkça ortaya koyuyor. “Yüksek alkol tüketimi östrojenik aktiviteyi artırıp meme dokusunun yoğunluğunun artmasına neden olurken, sigara içmek de östrojen pozitif meme kanseri riskini artıran temel faktörlerden biridir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı